Satranç ve Zeka – Eysenck

Küçüklüğümüzden beri satranç oynamanın zihni geliştirdiği bilgisiyle büyüdük. Satrancın zekâyla ilişkisi yıllarca bilim adamlarının çalışmalarına da konu oldu, tartışıldı. Peki, satranç ustalarını diğer oyunculardan özel kılan etmenlerin ne olduğunu hiç düşünmüş müydünüz? Bu soruya yanıt niteliğinde, bugüne kadar satrancın zihin üzerine etkilerine ve satranç ustalarının sahip oldukları yetiye yönelik yapılan pek çok araştırma ve kuramı sentezleyecek olursak iki temel noktaya ulaşıyoruz. İlki, satranç ustalarının sürekli olarak satranç oynamaları sonucu kazandıkları rutin, uygulamaya yönelik yetenek. Sürekli uygulama yapıyor olmak, ustalara hızlı ve etkili bir biçimde pozisyonları değerlendirebilme ayrıcalığı veriyor. İkinci özellikse, ustaların bilişsel süreçleri ve uzun süreli bellek örüntüleriyle daha sıkı ilişki içerisinde. Ustalar, zihinlerinde bir takım pozisyon şablonları oluşturuyor. Bu şablonlar, tek tek her bir olası taş dizilimi ve hamleyi barındırmasa da, genel hatlarıyla pozisyon şemalarını kapsıyor. Etkili öğrenmede de sözü geçen bu durum, kişinin uzun süreli belleğindeki düzen ve bilgileri nasıl sınıflandırıp aralarındaki bağlantıları kodladığıyla ilişkili. Eğer ki, her bir oyun sırasında kişi pozisyonları değerlendirip genel ipuçları elde edebiliyor ve bu çıkarımlara bir bilgi paketi şeklinde (örneğin, bir kitaptan) değil de, kendi deneyimlerinden ulaşıyorsa yeteneği de o ölçüde gelişiyor. Ancak bu noktada satranca dair okuma yapmanın değerini de küçümsememek gerekiyor. Yalnızca, okunanların özümsenip uygulamaya geçirilebilmesi adına üzerinde zaman harcanması ve kişisel çaba gerekiyor. Böylece, kodlanan bilginin geri çağrımı da daha hızlı ve etkili gerçekleşiyor

Kaynak: Eysenck, M. W. Psychology. Psychology Press. 2004. sf. 283 – 284.

.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir