Archive For The “Satranç Hakkında” Category

Karakter ve Galibiyet

By |

        Genç Karpov, eski kurtlardan Petrosian ile bir maçında sakin süren bir mücadelenin sonunda ağır bir yenilgiye uğrar. Maçtan sonra Petrosian’a sorar: “Ben bu partide hatasız oynadım. Nasıl oldu da sana yenildim?” Petrosian cevap verir:

       “Tekniğin mükemmel. Ama karakterini güçlendirmen lazım.”

Read more »

Marshall’ın Düşen Kalesi

By |

Marshall’ın Düşen Kalesi  

Marshall’la Esser arasında 1911’de Amsterdam’da yapılmakta olan maçın bir oyununda Beyaz Şd1 oynayınca Marshall keyifle pürosunu yaktı. Bu sırada kalelerden birisi yere düştü. Kimi izleyiciler masanın altına eğilirken Marshall’ın şöyle dediği duyuldu: “Önemli değil, zaten gerek de yok!” ve …c3 oynadı. Rakibi bir an düşünüp sonra da terketti.

Read more »

Schlechter’in Küçük İncisi (?)

By |

  Aşağıdaki oyunla birçok yerde karşılaşabilirsiniz: 

K. Schlechter – I. Perlis     Carlsbad 1911, Slav Savunması
1.d4 d5 2.Af3 Ff5 3.c4 c6 4.Vb3 Vb6 5.cd5 Vb3 6.ab3 Fb1 7.dc6 Fe4 8.Ka7! Ka7 9.c7 1-0
       Schlechter’in bir küçük incisi öyle değil mi? Ne yazık ki değil. Çünkü oyun gerçek değil. Son iki hamle Siyah 7..Fe4 oynasaydı ne olurdu yolunda bir nottan alınmış! Gerçek oyunda Siyahın hamlesi 7..Ac6. Gene Schlechter kazanmış ama 38 hamle sonra.
[Kaynak: Chess dergisi, Irving CHERNEV]

Read more »

Varna 1962

By |

Fischer her yerde dünya şampiyonu Botvinnik’e meydan okuyordu. Karşılaşma başlamadan önce arkadaşları Botvinnik’e, Fischer’in karşısına çıkmamasını öğütledilerse de Botvinnik oynamakta ısrar etti. 

Botvinnik’in, Smyslov’a karşı hazırladığı ve repertuarına aldığı Grünfeld savunmasındaki bir varyanta girdiklerinde, Fischer tahta başında, hayatında ilk kez karşılaştığı bu düzenlemede Botvinnik ve yardımcılarının gözlerinden kaçan, unutulan bir deliği bularak üstün duruma geçti.
Oyun ertelendiğinde Botvinnik’in durumu ümitsiz görünüyordu.
O gece Ruslar Botvinnik’i başka bir odaya aldılar.
Eski odasında ise Keres’in başkanlığında bir büyükustalar heyeti iki koldan analiz yapmaya başladılar.
Sabaha karşı büyükusta Geller, kurtarıcı varyantı buldu. Sabahleyin durumu Botvinnik’e rapor ettiler.
Oyun beraberlikle bitince Fischer’in hali seyredilmeye değerdi.

Read more »

Garry Kasparov

By |

Dünya satranç eski şampiyonu Garry Kasparov  25. Kitap Fuarı’nı ziyaret için geldiği Türkiyede yaptığı bir söyleşi (yıl 2006) Kasparov, fuarda “Benim Ustalarım” adlı kitabının imza törenine katıldı ve bir konferans verdi.Kasparov, küçük bir satranççının “rakibiniz centilmence davranmadığında benim yaptığım gibi masayı terk eder misiniz” sorusuna karşılık olarak; “kurallardan ne kadar sapıldığına bağlı. Eğer kabul edilebilir ölçülerdeyse mücadeleye devam etmenizi öneririm. Hatta bu size karakterinizi güçlendirmek ve centilmence olmayan durumlarla mücadele etmek için bir fırsat verir. Çünkü maalesef hayatta da rakipleriniz her zaman centilmence davranmıyor” dedi. 


Kasparov, bir diğer minik satranççının “yenilince üzülür müsünüz” sorusuna karşılık olarak da şunları söyledi: “Üzülmem, kendime kızarım. Nerede hata yaptığımı anlamaya çalışırım. Başarının anahtarı her zaman yenilginizden ders çıkarabilmektir.”

Garry Kasparov, İş Bankası’nın desteği ve satrancın okullara girmesiyle Türkiye’nin satrançta önemli bir atılımı gerçekleştireceğini belirterek tüm öğrencilere satrancın kişiliği ve zekayı geliştirici değerinden yararlanmaya çağırdı. 

Read more »

Oyun İzleme Klavuzu

By |

Bir yerlerde satranç oynayan iki insan keşfettiğinizi varsayalım. Olası arkeoloji bilgilerinizi boş çıkaracak bu keşfinizi değerlendirebilmeniz için özel bir formasyon gerekiyor. Büyük olasılıkla sizi görüp duymayacaklarından fark edilme kaygısı duymadan beklemede olan tarafın arkasına yerleşip, konumu incelemeye başlayabilirsiniz. Bu noktada beklemedeki oyuncuyu doğru saptamış olmak elzemdir.Başlarda iki oyuncunun da ölü olduğu sanısına kapılabilirsiniz.

 

Oyunculardan birinin yüzüne tutacağınız aynanın üzerinde oluşan buğu hayatta olduklarını kanıtlar. Az sonra karşınızdaki oyuncu hafifçe dudaklarını nemlendirecek ya da gözlerini kısacaktır. Bunu takiben yavaş çekimli bir filmde genç bayana tuzluğu uzatan Clark Gable edasıyla bir taşı yerinden kaldıracak ve başka bir kareye bırakacaktır.Bu noktada tahtadan biraz uzaklaşmakta fayda var. Yaslanmakta oldukları kollarını ve üst üste attıkları bacaklarını değiştiren oyuncular sizi görmeseler de varlığınızdan size çarparak haberdar olabilirler. Bu esnada gerçekleşen her şey işitme yoluyla da duyumlanabilir.

Durum dinginliğe kavuşurken siz de diğer oyuncunun arkasına yerleşebilirsiniz.Dikkatinizi tahta üzerinde yoğunlaştırmakta güçlük çekebilirsiniz. Bu da bir iki optik numarayla çözümlenebilir. Örneğin siyah ve beyaz karelere uzun süre dikkatle bakarsanız, zıplayıp yer değiştirmeye başlarlar. Siyah kareler bir iki santim havalanıp, yavaşça beyaz karelerin üzerine binerler. Aniden odak değiştirirseniz bu sefer aynısını beyaz kareler yapacaktır. Şaşı kalmak korkusuyla gözlerinizi kapayacak olursanız, kafanızda satranç tahtasının pembe-yeşil bir modeli canlanır.

Siz bunlarla eğlenirken oyuncular bir sonraki hamle için hazır duruma gelirler.

Read more »

Türkiye Satranç Kronolojisi

By |

TÜRKİYE SATRANÇ KRONOLOJİSİ 

1936 Ankara Satranç Derneği kuruluyor.
1943 İstanbul Satranç Derneği kuruluyor.
1954 Satranç Federasyonu kuruluyor.
1962 Türkiye ilk kez Satranç Olimpiyatları’na katılıyor. (15. Olimpiyat-Varna)
1966 İlk kez Türkiye Birinciliği düzenleniyor.
1966 Türkiye, Havana Olimpiyatına katılıyor.
1969 İstanbul’da Pakistan,İran ve Türkiye’nin katıldığı R.C.D. Turnuvası yapılıyor.
1970 Bu yıldan itibaren Türkiye, Gençler Kategorisinde Balkan,Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına katılmaya başlıyor.
1971 Türkiye, Atina’da düzenlenen Balkan Şampiyonasında oynuyor.
1974 İlk kez Türkiye Bayanlar Birinciliği düzenleniyor.
1975 İtalya’da oynanan Zonal Turnuvada İlhan Onat ve Nevzat Süer uluslararası usta unvanı kazanıyor.
1980 Bu tarihten itibaren MEB tarafından düzenlenen ilk,orta ve liselerarası satranç şampiyonaları yapılıyor.
1983 Uluslararası Çeşme Açık Satranç Turnuvası düzenleniyor.
1984 Uluslararası Kadıköy açık satranç turnuvası düzenleniyor.
1986 Dubai Olimpiyatında Turhan Yılmaz uluslararası usta ünvanını kazanıyor.
1988 Selanik Olimpiyatında Suat Atalık uluslararası usta ünvanını kazanıyor.
1988 Uluslararası İstanbul açık satranç turnuvası düzenleniyor.
1990 Uluslararası Kuşadası açık satranç turnuvası düzenleniyor.
1991 Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne bağlı Satranç Federasyonu kuruluyor.
1992 Filipinler Satranç Olimpiyatına katılıyoruz.
1993 Ankara’da Balkan Şampiyonası düzenleniyor.
1993 Atina’da yapılan Zonal Turnuva’da Nilüfer İpek uluslararası usta unvanını kazanan ilk bayan satranççımız oluyor.
1993 Suat Atalık Atina’da oynadığı turnuvada gerekli normu tutturarak büyük usta unvanı kazanıyor.
1994 Moskova’da Satranç Olimpiyatına katılıyoruz.
1995 Ankara’da zonal turnuvası yapılıyor.
1995 Türkiye’de ilk kez deplasmanlı satranç ligleri yapılmaya başlanıyor.
1996 Erivan’da Satranç Olimpiyatına katılıyoruz.
1998 Elista’da Satranç Olimpiyatına katılıyoruz.
1998 Uluslararası Edirne Açık Satranç Turnuvası düzenleniyor.
1998 Dünya Çocuklar Satranç Olimpiyatı Türkiye’de düzenleniyor.
1998 Türkiye, 2000 satranç olimpiyatlarına ev sahipliği yapma hakkını kazanıyor.
2000 34. Satranç Olimpiyatları İstanbul’da 28 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor.
2000 71. FIDE Kongresi İstanbul’da düzenleniyor.
2000 Suat ATALIK 2000 yılında Türk Milli Takımında oynamak istemediğini bildirdi ve Bosna-Hersek Milli Takımına geçti.
2001 Ünvanlı oyuncularımızın sayısı şöyleydi: Uluslararası Usta (IM) 3, Bayan Uluslararası Usta (WIM)1, FİDE Ustası (FM) 12 tane.
2001 2001 yılı lig şampiyonluğunu İTÜ Spor Kulübü kazandı.
2001 Son seçimlerde 4 aday arasında başkanlık mücadelesi yaşanmış ve Ali Nihat YAZICI seçimi kazanarak 3. TSF Başkanı olmuştur.
2001 Antalya’da 1-10 Nisan 2001 tarihleri arasında 1. Uluslararası GM Turnuvası düzenlendi. 
2001 Yunanistan’ın Selanik Kentinde 31 Mayıs-3 Haziran 2001 tarihleri arasında yapılan 12 Yaş Grubu Balkan Takımlar Şampiyonasında Milli Takımımız 1. oldu.
2001 Yunanistan’ın Selanik Kentinde 26-31 Ağustos 2001 tarihlerinde yapılan Balkan Şampiyonasında Türkiye 1. oldu.
2002 Uluslararası İstanbul Festivali düzenlendi, ardından İzmir’de Uluslararası İzmir Açık Turnuvası organize edildi.
2003  Mayıs ayında Avrupa Bireysel Şampiyonası İstanbul Kumburgaz’da gerçekleşti.
2004 Avrupa Bireysel Şampiyonası Antalya-Belek’te gerçekleşti. Aynı yıl Temmuz ayında Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası Nevşehir Ürgüp’te organize edildi.
2004 Ağustos ayında Uluslararası İzmir Açık, Uluslararası İstanbul Satranç Festivali ve Dünya Üniversiteler Şampiyonası gibi çok önemli turnuvalar gerçekleşti.  
2004 2004 yılında çıkartılan Özerklik Yasasıyla, ilk Özerkleşen Federasyon Türkiye Satranç Federasyonu oldu.
2004 26 Aralık 2004’te yapılan seçimde Ali Nihat YAZICI tekrar TSF Başkanı oldu. 
2004  Okulda satranç projesi, Milli Eğitim Bakanı Doç.Dr.Hüseyin Çelik’in de imzasıyla çocuklarımızın geleceğine yönelik bir hamle oldu.
2005 Türkiye Süper Ligi Türkiye İş Bankası Satranç Ligi adını aldı.
2005  Eylül ayında Türk Satrancının yetiştirdiği en büyük isim GM Suat ATALIK yuvaya döndü.
2005 2 Haziran 2005 yılında Türkiye Satranç Federasyonu ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında protokol imzalandı.
2005 2005 yılı Aralık ayında İstanbul’da Dünya Gençler Şampiyonası yapıldı.
2006  2006 yılında uluslararası yarışmalarda büyük derecelere imza atıldı. Suat ATALIK Akdeniz Bireysel Şampiyonası’nda 1.oldu. Ekaterina ATALIK Akdeniz Bireysel Şampiyonası’nda 1. olurken Zehra TOPEL 2. sırada yarışmayı tamamladı.
2006  Nisan ayında Kuşadası’nda düzenlenen Avrupa Bireysel Şampiyonası’nda Milli Oyuncumuz Ekaterina ATALIK Avrupa Şampiyonu oldu.  
2006 Minik sporcularımızdan Cankut EMİROĞLU Yunanistan’da yapılan II.Okullararası Dünya Şampiyonasında 1. oldu.
2006 8-17 Eylül’de Karadağ’ın Herzeg Novi kentinde yapılan Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası’nda Milli Oyuncumuz Kübra ÖZTÜRK 16 yaş altı Avrupa Şampiyonu oldu.  
2006   2006-2007 öğretim yılında Satranç İlköğretim okullarında seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı

Read more »

Satrancın Kilometre Taşları

By |

İ.Ö 4000 : 

Mısır’da Kraliçe Nefertiti’ye ait pramitin üzerindeki plaka kayıtlar, satrançla ilgili bilinen ilk dökümanlardır.

İ.Ö 13’üncü yüzyıl :
Troya Kuşatması sırasında Palamades’in bu oyunu bildiği ve bu nedenle “Tahta At” ile tuzak kurma fikrini geliştirip uyguladığı bilinmektedir.

İ.Ö 218 :
Kartacalı Hannibal Romalılar’a karşı fillerle kuzeyden saldırma stratejisini geliştirip başarılı bir biçimde uyguladı. Ancak, iklim koşullarını hesaba katmamış olması, yüksek askeri ve satranç dehasının yanında yaşının genç oluşunun getirdiği deneyimsizlikten kaynaklanıyordu.

İ.S 380 :
Satrançla ilgili bulunan ilk yazılı belgelere, Hint hükümdarı II. Chandragupta zamanında ve “Çaturanga” adlı Sanskritçe oyunda rastlanmaktadır.

531 – 579 :
Bu dönemde yaşayan İran Şahı I. Hüsrev’e satranç takımı hediye edildi ve oyun “Çatrang” adını aldı.

600 :
Hindistan’ın Pencap bölgesinde oyunun normları bugünkü biçimini aldı. Aynı yıl Araplar’ın İran’ı istila etmesi ile oyun Arap ve İslam dünyasında kabul gördü ve adı “Satranj” olarak değişikliğe uğradı. Yine bu yıllarda satrancın, Çin’de “Sat-RanÇu” adıyla oynanmaya başlandığı bilinmektedir.

714 :
Said İbn-i Cubayır’ın satrancı körleme oynadığı bilinmektedir.
800 :
Emevi Devleti, satrancı İspanya’ya taşıdı. Harun Reşid, Fransa Kralı Charlemagne’ye satranç takımı armağan etti.

834 – 842 :
İlk satranç problemi Bağdat’ta Halife Muttasım Billah tarafından hazırlandı.

946 :
Bulunduğu çağın en güçlü satranççısı olarak Türk Assuli kabul edilmektedir.

1000 :
Satranç, Bizanslılar, Ruslar ve Vikingler tarafından da oynanmaya başlandı.

1011 :
Firdevsi’nin ünlü “Şehname” sinde satranç oyununa geniş biçimde değinilmektedir.

1061 :
Kilise, satrancı İslam kültürünün bir parçası olarak ilan etti ve oynayanları aforoz etti.

1200 :
Fransız romanı “Huon de Bordeaux” da, Huan, Kral Ivory’nin kızıyla, kazanırsa geceyi birlikte geçirmek ve yenilirse başının kesilmesi koşuluyla satranç oynadı.

1283 :
“Akıllı Alfons’un Oyunları” adlı kitap, bilinen ilk satranç kitabıdır.

1475 :
Avrupa’da oyunun içine Kraliçe (Vezir) ve Papaz (Fil) dahil edilerek, oyunun üstünde bulunan İslam kültürünün bir parçası olma gerekçesi ve dolayısıyla da aforoz edilme tehlikesi ortadan kaldırıldı. Bu da satranç zekasının en despot kafa yapılarını bile ikna ederek düzeltebildiğinin diğer bir işaretidir.

1492 :
Kristof Kolomb, Marco Polo’nun doğu serüvenlerini okuduktan sonra çok etkilenmiş, yaşam biçimini buna göre yönlendirmiş ve uzun deniz yolculuklarına çıkarken yanına aldığı eşyaların arasına satranç takımını da koydu.

1495 :
İlk pratik satranç kitabı İspanya’da Lucena tarafından yazıldı. El yazması olarak 20 bin kopyasının çoğaltıldığı bilinmektedir.

1510 :
Yavuz Sultan Selim, şehzade iken sivil kıyafetle Safevi Devleti’nin başındaki Şah İsmail ile ünlü satranç karşılaşmasını yaptı. Yavuz Sultan Selim, 1514’de Safevi Devleti’ni devirdiğinde, elde edilen ganimetler arasında 8 bin adet satranç takımının bulunduğu arşivlerde yer almaktadır.

1575 :
İlk uluslararası satranç müsabakası Madrid’te Kral II. Philip’in sarayında yapıldı.

1700’ler :
Satranç kafeleri moda haline gelmeye başladı.

1747 :
Fransız Philidor, Suriyeli Stamma’yı 8-2 yendi.

1749 :
Philidor’un yazdığı “Analyze des Echecs” de satranç, tarihi belgelere dayanılarak anlatıldı. Bu belgelere göre Heredot, Euripedes, Pliostratus, Homer, Virgil, Aristotle, Seneca, Plato, Ovid, Horace, Quintilian ve Martial’ın satranç oynadığından söz edilmektedir.

1769 :
İlk satranç makinesi “Türk”, Baron Von Kempelen tarafından icat edildi.

1783 :
Philidor aynı anda üç kişi ile oynayarak ilk çoğul gösteriyi gerçekleştirdi.

1790 :
Sir William Jones’un “On the Game of Chess” adlı kitabı yayımlandı.

1793 :
Eyles Irwin’in “Account of the Chinese Game of Chess” adlı kitabı yayımlandı.

1795 :
Philidor öldü. Verdoni, Sarratt ve Deschalpelles sonraki otuz yılın en güçlü satranççıları oldular.

1801 :
Captain Cox’un “On the Burmha Game of Chess” adlı kitabı yayımlandı.

1804 :
İlk posta yolu ile oynanan satranç oyunu Breda ve Hague oyuncuları arasında gerçekleşti.

1813 :
9 Haziran 1813 tarihinde, dünyada ilk kez Liverpool Mercury gazetesi satranca köşe ayırdı.

1824 :
Londra – Edinburg arasında yazışmalı satranç maçı oynandı ve Edinburglular iki galibiyet, iki beraberlik ve bir yenilgi ile maçı kazandılar.

1836 :
İlk satranç dergisi olan “La Palamade” Paris’te yayımlandı.

1844 :
İlk telgraf ile maç Baltimore ve Washington DC kentleri arasında oynandı.

1854 :
İlk problem yarışması Londra’da yapıldı. Walter Grimshaw kazandı. Yarışmaya yalnızca İngilizler katıldı.

1857 :
Murphy aynı anda 51 yarışmacıya karşı oynadı.

1859 :
Rusya’da ilk satranç dergisi “Shakhmatny Listok” yayımlandı.

1876 :
New York’ta parlak ödüllü turnuva gerçekleşti.

1878 :
Telefonla ilk satranç maçı İngiltere, Derbyshire’de gerçekleşti.

1881 :
“British Chess Magazine” yayımlanmaya başladı. (Kesintisiz olarak hala yayımlanmaktadır)

1883 :
Londra turnuvasında, Thomas Bright Wilson’ın tasarımladığı satranç saatleri kullanılmaya başlandı.

1886 :
İlk resmi dünya şampiyonluk maçı Steinitz ve Zukertot arasında gerçekleşti. (+10 = 5-5) skorla Steinitz Dünya Şampiyonu oldu.

1887 :
Londra satranç ligi kuruldu.

1895 :
İsviçre Zürih’te yapılan turnuvada Dr. J.Muller’in geliştirdiği “İsviçre Sistemi” denilen eşlendirme kullanıldı.

1902 :
İlk radyo ile satranç karşılaşması Atlantik’te gerçekleşti.

1924 :
Uluslararası Satranç Federasyonu FIDE kuruldu. (Federation Internationale des Eches)

1928 :
Uluslararası Yazışmalı Satranç Federasyonu IFSB kuruldu. (International Fernschach Bund)

1945 :
ABD – SSCB arasında radyo ile satranç maçı oynandı. (Maç, İkinci Dünya Savaşı’nın bitimini kutlama etkinlikleri kapsamında düzenlenmişti.)

1950 :
FIDE satrançta unvanları vermeye başladı. (IGM, IM gibi.)

1951 :
Yirmi yaş altı Dünya Şampiyonluğu maçları başladı.

1952 :
Kenneth Harkness, turnuvalarda “kuvvet puanı” (rating) hesaplamalarını gerçekleştirdi.

1953 :
Yazışmalı Satranç Federasyonu unvan vermeye başladı.

1957 :
Bayanlar, satranç olimpiyatlarına dahil edildi. Avrupa şampiyonası yapıldı.

1958 :
Bilgisayarlarda satranç oynanmaya başlandı.

1971 :
Avrupa Gençler Şampiyonası yapıldı.

1972 :
Fischer, dünya şampiyonluğunu Ruslar’dan alan ilk batılı dünya şampiyonu oldu.

1975 :
Fischer satrancı bıraktı ve milyonlarca doları reddetti.

1976 :
Satranç bilgisayarları evlerde kullanılmaya başlandı.

1996 :
Kasparov dünyanın en gelişmiş bilgisayarı olan IBM Deep Blue’yu 4-2 yendi.

1997 :
Kasparov geliştirilmiş IBM Deep Blue’ya karşı 3-1/2-2-1/2 skorlarla maçı kaybetti. Bu olay dünya satranç tarihinde bir dünya şampiyonunun bilgisayara karşı kaybettiği ilk maç olarak tarihe geçti.

Kaynak : http://www.hbalman.com/kultur/3/satranc.html

Read more »

Satranç Tarihçesi

By |

 

 

I. Anlatım

 Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır’da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin’de, Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3. – 4. yüzyıllarda Hindistan’da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar.

Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan’dan kalmadır. Daha sonra satranç İran’a, onlardan Araplara, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra, İspanyol Lucena’nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı. O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun kuralları değişmeden gelmiştir.

İspanya’dan sonra, İtalya, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’da satranç hızla yaygınlaştı. 15. yüzyılda İspanyol Lucena, 17. yüzyılda İspanyol El Greco, 18. yüzyılda Fransız Philidor’un satranç kitapları vardır. 19. yüzyıl sonlarında satrancın büyük yıldızları belirdi: Anderssen, Morphy, Rubinstein ve Steinitz. 1850’lerden başlayarak, güçlü oyuncuların katıldığı turnuvalar yapıldı.

Sonunda, 1886’da o zamanın en kuvvetli iki satranç oyuncusu arasında, ilk dünya satranç şampiyonluk karşılaşması oynandı: Steinitz ve Zukertort. Steinitz bu maçı, 10 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi (+10 -5 =5) alarak kazandı. 

II. Anlatım

 

 Satranç, bakış açısına göre ya inanılmaz derecede eski ya da dikkate değer şekilde yenidir. Satranç kurallarının, 7. yüzyıldan günümüze kadar nasıl geliştiğinin hikayesi çok karışık ve şaşırtıcıdır:

Satrancın atası MS 600’de oynanan Çaturanga isimli oyundur.

 Tarihçiler satrancın (daha doğrusu çaturanga’nın) din zulmünden kaçan budist rahipler yoluyla Çin’e götürüldüğünü düşünmektedirler. Çin satrancı 8. yüzyılın sonunda ortaya çıkmıştır ve onu Japon versiyonu Şogi takibetmiştir.  

Öteki yöne dönüldüğünde, satranç 625 yılları civarında Pers ülkesine ulaşmıştır (Bugünkü İran). Persler bu oyuna Çatrang ismini vermişlerdir. Araplar satranç hastalığına 25 yıl sonra yakalanmışlar ve Şatranc ismini vermişlerdir.

Emeviler İspanya’yı 700 yılında işgal ettiklerinde, yanlarında satrancı da getirmişlerdir. Bizans İmpratorluğu ile de karşılaşma önemli bir dönüm noktasıdır.

 

Yüzyıllarca satranç yavaş stratejik bir oyundu. 1400’lü yılların sonunda iki uzun menzilli taşın (Fil ve Vezir) icadıyla oyun hareketlendi. Oyun bu taşlarla beraber çok heyecanlı hale geldi ve bir süre sonra İspanya’dan tüm Avrupa’ya yayıldı.

Rok kuralı çok daha yavaş kabul edildi. Başta Şah istisnasız en fazla bir kare ilerleyebilirdi. Ama Fil ve Vezirin oyuna dinamik bir şekilde katılımından sonra Şahın biraz yardıma ihtiyacı olduğu anlaşıldı. Orta çağlarda bir süre rok hareketi iki hamlede gerçekleştirildi. Ama 1600’lerin başında artık bir hamlede rok hareketi kural haline gelmişti. Şah ve Kalenin rok hareketiyle tam olarak nereye yerleştirileceği ancak 17.yüzyılda belirlendi ve İtalyanlar kendilerine özgü rok hareketine 1900’lere kadar sahip çıktılar.

 

İlk resmi uluslararası satranç turnuvası 1851’de İngiltere, Londra’da düzenlendi. Bu turnuvada İngiltere şampiyonu Howard Staunton herkes için geçerli olması gereken Satranç Kuralları’nın (rok, geçerken alma berabere kuralları,dokunulan taşı oynama kuralı vb.) onaylanma gerekliliğini tartışmaya açtı. Ne var ki bu hayalin gerçekleşmesi ancak bugün FIDE (Federation Internationale des Echecs) ismi altında bilinen uluslararası bir satranç federasyonunun kurulmasıyla mümkün oldu.

FIDE tarafından, internet üzerinden satranç, bilgisayar, satranç programları gibi gelişmeler doğrultusunda “Satranç Kuralları” nın yeni düzenlemeleri yapılmaya devam edilmektedir.

Kaynak: Ankara Satranç İl Spor Temsilciliği 

III. Anlatım

 Yaygın bir inanışa göre, Brahman Sissa (Dogu kaynaklarında Dehroğlu Safa) adında bir bilge, boş zamanlarını tavla oynamakla geçiren hükümdarı Balhait’i hem eğitmek hem de eğlendirmek için bir savaş oyunu buldu (M.S.5.yy). Bu oyunun yapısını aynen Hind ordusundan aldı. O zamanki Hind ordusu 4 kısımdan oluşuyordu:

1-Filler

2-Atlılar

              3-Savaş arabaları

  4-Yayalar

Brahman Sissa, sankrit dilinde “4” demek olan (çatur) sözcüğüyle “kısım” anlamına gelen (anga) sözcüğünü birleştirerek yeni bulduğu savaş oyununun adını koydu: Çaturanga
Sissa, hükümdarına oyunun kurallarını öğreti. Taşlar aşağı yukarı şimdiki satranç taşlarına benziyorlardı. En kuvvetli taş ordunun komutanı olan Şah yani Kral’dı. Vezir’de Şah’ın yanından ayrılmayan danışmanıydı, yalnızca çapraz birer kare oynayabiliyordu.
Hükümdar bu yeni oyunu o kadar sevdi ki; başka oyuna bakmaz oldu ve Sissa’yı ödüllendirmek istedi.
Sissa iki defa hükümdarın sağlığından başka bir dileği olmadığını söyledi. Hükümdar’ın ısrarı üzerine “satranç tahtasının karelerini buğday ile doldurun, yeter” dedi. Yalnız bir şartı vardı. “Birinci kareye bir, ikinci kareye iki, üçüncü kareye dört, dördüncü kareye sekiz, beşinci kareye on altı… ta ki 64 kare bitinceye kadar bir öncekinin iki katı buğday konulsun!”
Hükümdar Balhait, bu kadar basit görünen arzunun derhal yerine getirilmesini emretti. Hemen bir tabak buğday getirdiler. Daha 13. karede iken 4096 buğday tanesi gerekince, akılları başlarına geldi. Oturup bir bir hesap edince gördüler ki; bütün Hindistan’ın buğdayları bile Sissa’nın isteğini karşılayamaz.
264-1 = 18 446 744 073 709 551 615
Dehroğlu Safa (Sissa) öyle bir istekte bulunmuştu ki değil Hindistan’ın bütün dünyanın buğdayı bile bu sayıyı karşılayamıyordu. Böyle akıllıca bir istek o zamana kadar ne görülmüş ne de işitilmişti. Bu yüzden hükümdar, Dehroğlu Safa’yı daha çok takdir etti ve bulduğu savaş oyunu çaturangayı destekleyerek yayılmasına yardımcı oldu.
Başta ordu komutanları bu oyunu benimsediler. Savaşta uygulamayı düşündükleri strateji ve taktiği, satranç tahtası üzerinde prova etmekten zevk almaya başladılar ve çözülmesi zor problemler düzenlediler. İran’lı büyük şair Firdevsi ünlü”Şahname” adlı eserinde, komşu Hind hükümdarının İran şahına kıymetli bir satranç takımı hediye ettiğini ve çözülmesi zor bir  satranç problemi sorduğunu İranlı bilginlerin bu problemi kısa bir sürede başarı ile çözdüklerini överek anlatır (M.S.6.yy).
Çaturanga İran’a girerken adını değiştirmiştir: Çatrang
Daha sonra Araplar İran’ı fethettiler. Bu arada satrancı da öğrendiler. Böylelikle oyunun adı Şatranç oldu. Bizde de bir süre Şatranç olarak kullanılmıştır.
Arapların satranca önem vermesiyle, bir çok büyük satranç ustası yetişti. Bunlar develerin üzerinde tahtayı görmeden (körleme) satranç bile oynayabiliyorlardı. Arabistan dünya satrancının merkezi haline gelmişti. El Stamma’nın “boğmaca matı” o zamandan kalmadır.
Musa bin Nazır ve Tarık bin Ziyad’ın cesur askerleriyle İspanya’ya geçen satranç oyunu, kısa bir sürede bütün Avrupa’ya yayıldı. Krallar, komutanlar, din adamları, şövalyeler, soylular bu oyuna büyük ilgi gösterdiler. Örneğin 1062 yılında yazılmış bir belgede, şövalyelerde şu özelliklerin arandığı görülmektedir. Ata binmek, yüzmek, ok atmak, kılıç kullanmak, avlanmak, şiir yazmak ve satranç oynamak.

Daha sonra Avrupa’da satranç en yaygın ve uluslararası şeklini bulmuş ve kuralları son ve kesin biçimini almıştır.

 

 

 

 

 

 

Read more »

Bayanlar Türkiye Şampiyonları

By |

Bayanlar Türkiye Şampiyonları

Muzaffer Onaran 1971
Linda Çakır 1972
Gülümser Yılmaz 1973
Gülümser Yılmaz 1974
Gülümser Yılmaz 1975
Gülümser Yılmaz 1976
Gülümser Yılmaz 1977
Gülümser Yılmaz 1978
Gülümser Yılmaz 1979
Joan Arbil 1980
Gülümser Yılmaz 1981
Gülümser Yılmaz 1982
Gülümser Yılmaz 1983
Gülümser Yılmaz 1984
Nimet Yardımcı 1985
Gülümser Yılmaz 1986
Nilüfer Çınar Çorlulu 1987
Nilüfer Çınar Çorlulu 1988
Nilüfer Çınar Çorlulu 1989
Nilüfer Çınar Çorlulu 1990
Nilüfer Çınar Çorlulu 1991
Nilüfer Çınar Çorlulu 1992
Sevinç Dalak 1993
Fatmanur Öney 1994
Fatmanur Öney 1995
Emine Şanlı 1996
Burcu Korkmaz 1997
Emine Şanlı 1998
Nilüfer Çınar Çorlulu 1999
Nilüfer Çınar Çorlulu 2000
Nilüfer Çınar Çorlulu 2001
Betül Cemre Yıldız 2002
Betül Cemre Yıldız 2003
Betül Cemre Yıldız 2004
Betül Cemre Yıldız 2005
Betül Cemre Yıldız 2006
Zehra Topel 2007

Read more »